Merhaba 7ty.club porno hikaye severler için pek çok erotik hikayeyi sizlerin beğenisine sunuyor.Neredeyse google da bulabileceğiniz tüm hikayeleri bir araya toplayıp okkalı bir arşiv yaptık.
Usame ise diğer yozgat escort
travestiyi sırtı kendisine dönük şekilde oturtup bir yandan götünü sikiyor bir diğer yandan da onun sikini sıvazlıyordu.
Ortama daha dikkatleafyon escort
baktığımda annemin koltuk-yatak arası üzerinde sevişilen bu 4 mobilyadan en büyüğünde bulunduğunu gördüm. bunun, adeta sadrazam kayığı ya da bir çeşit devasa kleopatra koltuğu olduğu söylenebilirdi. Annem Fazlı’nın sikini yalıyordu ama ne yalama…dilini adeta bir sanatçı gibi kullanıyor, Fazlı’nın sikinin başını öyle güzel dilliyor, sonra ağzını açıp sikinin başını, o küçücük bölgeyi ağzına alıp hafifçe ıslatarak bırakıyordu. Diliyle damarlı yarrağının üzerinde adeta sörf yaparak Fazlı’nın taşaklarına iniyor ufak ufak, hınzırca ısırıklarla Fazlı’yı çıldırtıyordu. Annem’in bu kadar uzun yıllar babamla geçen mutsuz evliliğinden sonra, belki de yıllar sonra kendini tatmin etmesi ile yüksek ve sınırsız cinsel arzuları açığa çıkmıştı. Sonradan öğrendiğime göre annem son 3 sene içerisinde kendisindeki cevheri öyle bir göstermiş ki bir sex mastera dönüşmüş, Wonderland, harikalar dünyası dediğim bu seks vahasını en ince ayrıntısına kadar kendisi yaratmıştı. İşte o kadın şimdi Fazlı isimli muhafazakar zengin bir işadamını azdırarak saksosuyla kudurtuyordu. Üstelik dindar bir kadın sandığım anneciğim, arzulu ve azgın bir dişiydi ve partinin mezesi değil ana yemeğiydi.
Ben de kudurduğum için daha fazla dayanamıyordum, annemin götünüsivas escort
siken Fazlı’nın işini bitirmesinden sonra hemen içeri girecektim. Fazlı sikini çıkarıp anamın götüne değil suratına doğru getirerek sikini yalatmaya başladı broşalmaya yakın da çıkarıp Şengül’ün yüzünü dölleriyle bıraktı.tam o anda Hacı Abdullah kızıl travestiyi amcam Haydar’ın kollarına bırakmış, Haydar’ın bıraktığı tazecik Büşra’yı da Abdullah yarağının üzerine almıştı. Usame hala diğer travestiyle sikişiyor, bir gözüyle de kleopatra Şengül’ün broşa çıkmasını bekliyordu. İşte tam o sırada içeri daldım, herkes beni fark ettiği anda hemen yerinden kalktı, onlar gibi çırılçıplaktım ve sikimden döller yere akıyordu. Ben herkesin ayaklanacağını, bana dik dik bakacağını düşünmemiş, dikkat çekmeden kenarından ben de dahil olurum diye düşünmüştüm ama öyle olmadı. Fazlı broşalıp rahatlamış, Usame annemi beklerken kudurmuş, Hacı Abdullah Büşra’nın taze vücudundan bir anlık da olsa kopmasından dolayı öfkelenmişti. Travestiler de dikleşmiş sikleri ve ıslak memeleri ile ayaktaydı. Büşra sanki biraz utanmış gibiydi. , Amcam Haydar’sa çözemediğim şekilde bu vartayı unutarak ilk konuşan olmuş, gülümseyerek bana hoşgeldin demişti. Yalnız bizim kebapçı tuhaf adamdı doğrusu. Annemin dudakları, yanakları döl içindeydi.
– Oğlum Selim şey, ne denir ki?
– Annem ben hesap sormaya değil, sikişmeye geldim. Burası mükemmel.
– Kızmadın mı yani?
– Seninle gurur duyuyorum ben, kızmadım sadece azdım.
Herkes şaşkınlığı atlatmış, Abdullah’ın buraya nasıl girdiğime dair peşi sıra sorduğu soruların ardından, buradaki işleyişe dair birkaç şey söylemişti. En önemli şeyin hiyerarşi olduğu ve Şengül’ün buranın kraliçesi olduğu, en son katılanın en düşük rütbede olduğu, burada Şengül’ün benim annem değil, hepimizin kralçesi olduğu gibi şeylerdi. Herkes çıplak bir şekildeyken süren bu 10 dakikalık diyaloğun ardından herkesin bir duş alması ve yemekten sonra devam edilmesi kararlaştırıldı. Usame ve elbette Usame’den bin kat daha fazla ben annemi sikememenin verdiği sıkıntıyla biraz tatsızdık.
Herkes üzerini değiştirmek ve duş almak üzere odalarına çekildi, Haydar amcam da eliyle bana gel işareti yaptı. Onun odasına gittik, yemek masasında bazı kuralların olduğu kapalı kıyafetlerle oturmak gerektiğini, ön taraftaki havuz başı partilerinden sonra bile yemek masasına mayo, deniz şortu ve bikini ile oturulamayacağı gibi kurallardan söz etti. Bana çok güzel bir gün geçireceğimi falan söyledi ama ben fena halde azmıştım ve az önce salondaki mükellef ve mükemmel sofradan bana bir ekmek kırıntısı bile düşmemişti. Göbekli ve biraz da kıllı olan amcamın vücudu hele hele o güzel ve hala yarı kalkık olan siki beni delirtmişti. Amerika’da defalarca gaylerle seks yapmıştım, vücudumun ne kadar çekici olduğunu iyi biliyordum. Dayanamayıp arkasından dolanarak elimi o koca güzel sikine attım, dikleşen memelerimi de onun sırtına sürüyordum. Amcam azgınca hırlıyordu, bir elini o da benim arkama attı. Birkaç dakika böylece devam ettik ve öyle ani döndü ki incecik dudaklarımı kalın etli dudaklarıyla buluşturdu, adeta yiyordu beni, dişleri dudaklarımı koparacaktı neredeyse. Bıyıkları ağzıma giriyordu, öyle tatlı tatlı yiyordu ki beni ayaküstü. Aleti iyice kabarmıştı, beraber yatağa atladık. Amcamın kucağına oturup, dudaklarına yumuldum. Bıyıklı beni yiyordu, elleriyle de memelerimi avuçluyordu, öyle hırıltılar çıkararak broşalıyorduk ki annemin ve tezgahtar Aysel’in odaya girmesiyle durabildik. Onlar da haydi yemek hazır cümlesinin, haydi kısmını söylerken bu manzarayla karşılaşınca bir anda donakaldılar. Pek çok şeye tanık olsa da annemi, oğlunun kaynının sikinin üzerinde ceylan gibi sekmesi şaşırtmıştı. Yaşananlar adeta film karesi gibiydi. Geldikleri gibi aniden bir şey söylemeden çıktılar, hay aksi Aysel’in burada ne işi vardı. Haydarım ve ben istifimizi bozmadık, 10 dakika daha sevişip beraber duşa girdik, sonra da o yemek masasına ben de bahçede bıraktığım kıyafetlerimi giymeye gittim. Yemeğe biraz geç katılmıştım, daha sonra tabii bunun da nahoş bir tavır olarak kabul edildiğini öğrendim. Aysel villanın arka girişinden 2 saat önce gelip bütün yemekleri yapıp, masayı hazırlamıştı. Masanın bir başında annem diğer başında beyaz saçlı Abdullah amca oturuyordu. Masada seks konuşmak da yasak olduğundan, seks dışında bambaşka şeyler konuşuluyordu. Fazlı’nın Başakşehir’de açacağı giyim mağazası, Hacı Abdullah’ın Taksim’deki kendi adını taşıyan lokantayı almak gibi tuhaf hayali, annemin yerli yersiz attığı şuh kahkahalar, Usame’nin altın fiyatları ve dövizin yükselişi üzerine attığı nutuklar ve ekonomik krizin varlığına ilişkin iddiaları ve ona menfi anlamda gösterilen tepkilerle birlikte yemeği tamamladık.
Havuz başına geçip oturmuştuk, benim aklım ne zaman sikişeceğimizdeydi ve en önemlisi Şengül’ü ne zaman bağırta bağırta sikeceğimdeydi. Tabii sonradan Haydar’dan öğrendim ki annemi buradaki saçmalıklara göre en son sikme sırası bendeydi. Tabii Haydar amcam sağolsun sırasını bana verdi, artık sondan ikinciydim. Aysel elinde tepsiyle geldi, bir fincan Türk kahvesi dışında hepsi çeşitli içkilerden oluşuyordu. Herhalde Türk kahvesini Abdullah içecek derken, Hacı en önce buzlu rakıyı kaptı, Türk kahvesi içen annem dışında herkes çeşitli içkiler aldı. Ben de Usame’nin çok özel (pahalı demeye utandığından) dediği konyaktan almıştım.
Yaklaşık bir saaat geçmiş, herkes çakırkeyf olmuştu, annem haydi içeri geçelim diye buyurdu. Sonra öğrendim ki yaşadığımız havuz başı rutininin ardından söylenen bu cümlenin anlamı 15 dakika sonra herkesin salonda hazır bulunması gerektiğiydi. Villaya girerken annem tarafından icra edilen malum ritüel birazdan yine başlayacaktı. Böylelikle anneme ilk kez dokunabilecek, dudaklarına kısa da olsa yapışıp sonra da sikimi yine kısa bir süre için de olsa eline verebilecektim. Annem salonunun girişindeki koltukta oturup sırayla herkesin sikini 20-30 saniye yalıyor ve bu muameleyi herkese çekiyordu, herkes tadı damağında kalarak salona giriyordu. Sıra sonunda bana gelmişti.
Dudaklarına öyle bir yapıştım ki hem süreyi bir dakikadan fazla ihlal ettim hem de annemi kendime çekerek yine yapmamam gereken bir şeyi yapmıştım. Bunun üzerine Usame ve Hacı bana dönük olarak kibarca bir uyarı yaptılar ve o anda bitirdik. Annem ceza olarak sikimi de sıvazlamamıştı.
Abdullah yine Büşra’yı domaltmak üzere hazırlanmıştı. Fazlı siyah saçlı olan travestinin sikini yalarken, travesti de onun deliğini yalıyordu. Amcam Haydar Aysel’i götünden sikiyordu. Kızıl saçlı travesti de bana kalmıştı ama ağır tempo giderek annemi izliyordum çünkü Usame denen herifin ağzının suyu akıyor, annemde ona striptiz yaparak onu çıldırtıyordu. Daha sonraları Usame’nin annemle evlenmek için anneme defalarca malvarlığının yarısını önerdiğini, anneminse bunu düşünmeden her defasında reddettiğini öğrenecektim. Annem usame ile evlenmek istemese de onunla sevişmeye bayılıyordu, bu her halinden belliydi. Annem Usame için öyle bir şey giymişti ki neredeyse kalbim yerinden çıkacaktı: