Merhaba 7ty.club porno sex hikayeleri okuyucuları,derlediğimiz en büyük hikaye arşivini sizlerin beğenisine sunuyoruz.Aradığınız tüm hikayeler burada
Lüks Villada Seks! (5) (Tahsin 38 Y., Samsun)
Meliha Hanımın yetenekleri küçük depoda tam olarak belli olmamıştı, ama şimdi yatakta çıplak haldeyken tüm hünerlerini gösteriyordu. Ağzına almasını iyi biliyordu. Kocasının yarağını epey almıştı ağzına anlaşılan. Ara sıra boğazına kadar aldığı bile oluyordu. 31 çektiğimden yarağım henüz tam sertleşmemişti. Gırtlağına kadar almakta zorlanmıyordu bu nedenle.
Uzun uzun emdiği yarağımı sonra da dondurma gibi yalamaya başladı. Kökünden kafasına kadar yalıyor, taşaklarımı emiyordu. Buraya geldiğimizden beri bir kere etek tıraşı olmuştum, o yüzden benim de kasıklarım ve taşaklarım biraz kıllıydı. Ama bu Meliha Hanım için sorun değildi. O bildiği işi yapmaya devam ediyordu.
Benden bacaklarımı dizlerimden bükerek ayırmamı istedi daha sonra. İtiraz etmeden dediğini yaptım. Doğum masasındaki bir kadın gibi ayırmıştım bacaklarımı. Meliha Hanım kasıklarımı, taşaklarımın altını öpücüklere boğuyor, uzattığı ıslak pembe diliyle dilliyor, yalıyordu. Kadının ön sevişme konusunda epey deneyimli olduğu belliydi.
14 senedir evli olmamıza rağmen Hanife hiç böyle bir şey yapmamıştı. Meyve ve fındık bahçelerinde, tarlalarda çalıştığımız uzun saatlerin sonunda gecenin bir vakti çadırda veya barakada hızlıca sikişir, işimizi görür ve yatardık. Yıkanmadan günlerce cenabet halde çalışırdık. Bazen barakada yanımızda başka birileri olduğu zamanlarda sikişmeden geçen gecelerimiz olurdu. Yalnız ev ve yatak yüzü gördüğümüzde normal birer karı koca gibi sevişir ve sikişirdik. Ama Hanife’nin böyle maharetleri hiç olmamıştı.
Meliha Hanım Hanife’ye göre rahat bir hayat yaşamış, geniş ve temiz yataklarda sevişmesini öğrenmişti. Şimdi de bana gösteriyordu öğrendiklerini. Kasıklarımı ve taşaklarımı öpüp yalama işi bittikten sonra yeniden ağzına aldı yarağımı. Gözleri üzerimde olduğu halde emiyordu durmadan. Dizlerinin üzerindeydi, eğilip kalktıkça beyaz, büyük memeleri sallanıyor, oynuyordu.
Bana, “Domalsana!” dediğinde tuhaf oldum. “Niye, neden?” dedim şaşkınca. Gülerek, “Götünü yalamak istiyorum!” dediğinde, “Ne?” dedim başımı kaldırıp. Ancak o yine gülüp, “Hadi, çok hoşuna gidecek!” deyince sert bir tepki gösterdim. “Manyak mısın, ne demek götünü yalamak istiyorum?” dediğimde verdiğim tepkiye şaşırdı. “Numan’a yaptım birkaç sefer, çok hoşuna gitmişti!” dediğinde, “Ben Numan değilim!” dedim. Yaşadıklarımız zaten normal değilken bir de üstüne bu anormal istek gelince iyice sinirlenmiştim.
Ama Meliha Hanım isteğinde diretmedi. “Tamam, ne bileyim bu kadar kızacağını, Numan sevmişti, belki sen de seversin diye düşündüm!” dedi üzgün bir ses tonuyla. Sonra da, “O zaman sen yap!” dedi ve benden kalkmamı istedi. Ben ayağa kalkarken o da yatağa uzanıp bacaklarını iki yana ayırıp amını avuçladı. Bacaklarının arasına girdim. Temiz, tıraşlı amının etli dudaklarını emmeye başladığımda, “Uhhhh!” diye bir inilti çıktı ağzından.
Amının uzun ve etli dudaklarını aşağıdan yukarı dillediğimde aldığı zevkle inlemeye başladı. Beyaz, narin parmakları ile amını ovalıyordu durmadan. Amının dudaklarını içime çekiyor, meyve suyunu pipetten içer gibi amının suyunu içiyordum. Dilimi soktuğum amının içi cayır cayır yanıyordu. Kızıl pembe etinin tadını alıyordum.
Yarağımın sertliği git gide artıyordu. Az önceki sinirim çabucak geçip gitmişti. Meliha Hanımın etli, sulu amının tadını dilimde, dudaklarımda hissediyordum. Am dudaklarını bir emiyor, bir ısırıyordum. Sanki az pişmiş bir biftek parçasını ağzıma atmışım gibi oluyordu. O ise iniltilerinin arasında amını ovalamaya devam ediyordu durmadan.
Derken, “Şimdi de götümü yalamanı istiyorum!” dedi iniltilerinin arasında. Ben geri çekilirken o dizlerinin üzerinde doğrulup domaldı. Dirseklerini yatağa dayadı, götünü havaya dikmiş haldeydi. Manzara harikaydı. Dolgun göt yanaklarını ayırdım, derin göt yarığının ortasında ağzı çukurlaşmış, temiz ve kılsız, sütlü kahverengi deliğin ağzına dilimin ucuyla dokunduğumda, “Uhhh!” diye ince bir inilti döküldü dudaklarından.
Deliğin bu haliyle daha önce sikilip sikilmediği pek belli olmuyordu. Oysa Hanife’nin göt deliği Meliha Hanımınkinden daha genişti sikile sikile. Dilimin sivri ucunu deliğin ağzında gezdiriyor, bir amını bir götünü yalıyordum. Ağız dolusu tükürüğümü deliğin ağzına bıraktım. Bir miktar içine akar gibi oldu, kalanları da ben emdim. Meliha Hanım götünden de zevk alıyordu anlaşılan. Dillemelerim onu azdırıyordu. Beyaz, büyük göt yanaklarını okşuyor, ovalayıp sıkıyordum. Hareket ettikçe kalın, yağlı belinin etleri ile birlikte göt yanakları da titreyip oynuyordu. Amından ve göt deliğinden hariç onları da emiyor, yalayıp öpücüklere boğuyordum.
Ona, “Kocan seni götünden sikiyor mu?” diye sordum. “Çok değil!” diye muğlak bir cevap verdi. “Çok değil!” derken neyi kastettiğini anlamadım. Ama çok da kafa yorup yaşadığım anın zevkini gölgelemek istemedim. Yarağım kazık gibi olmuştu artık. Bir an önce amına girmek istiyordum. Bir süre daha devam etmek istesem de yapamadım bu yüzden. “Yeter mi?” dediğimde, “Tamam!” dedi fısıltıyla. Ancak domalmış pozisyonunu korumaya devam edince o şekilde sikilmek istediğini anladım.
Arkasına geçmek yerine yatağın üstünde ayağa kalktım, dizlerinin yanından sağlamca bastım yatağa. Dizlerimi büküp götümü indirdim. Kalkık yarağımı tutup havaya dikili götünün deliğine sürttüm. Azdırıcı manzaraya daha fazla kayıtsız kalamadım çünkü. Ama Meliha Hanım, “Götten yapma, amıma sok!” dedi başını çevirip.
“Tamam!” diyerek etli amına bastırdım yarağımı. İlk günden onu kızdırmak istemiyordum. Yarağım derin amında ağır ağır gözden kayboldu. İçi sıcacıktı ve yağlanmış gibi kaygan olması sayesinde dibine kadar girdi hemen. Götümü kaldırıp indirmeye başladım. Yarağım makine pistonu gibi girip çıkıyordu amına. Meliha Hanımın iniltileri artmış, aralarda, “Sik, sik, ahhh, çok güzel, sik!” deyip duruyordu. Ellerim sırtında, belinde, götünün yanaklarında geziniyor, bazen de uzun boyalı sarı saçlarına asılıyordum. Kendimi rodeocu gibi hissediyordum.
Meliha Hanımın keyfi yerindeydi, dibine kadar aldığı yarağım ona mutluluk veriyordu. Benim de keyfim gıcırdı. Karımdan sonra Meliha Hanım gibi bir afeti sikmenin gururunu yaşıyordum. Kapalı, namazında niyazında bir kadın için harika bir vücuda sahipti. Etinin sıcaklığını ve tazeliğini koruyordu o yaşına rağmen.
Gittikçe hızlanmaya ve pompalamaya başladım. Dizleri yatağa girmişti iyice. Eski yataktan gıcırtılar geliyor, yerinden oynamış gibi görünen ayağının zemine vuran sesleri odayı dolduruyordu. Hanife ile yatakta sikişme fırsatımız olmadığından ayağın çıkardığı bu sesleri de ilk kez duyuyordum.
Meliha Hanımın gittikçe açılıp genişleyen amı taşaklarımı bile içine alacaktı sanki. Kasıklarımın ve taşaklarımın çarpmasıyla bembeyaz göt yanakları kızarmaya başlamıştı. 31 çekmek iyi gelmişti, erkenden boşalma ihtimalim ortadan kalkmıştı. Yarağımın kalkmayacağını düşünmekle hata etmiştim.
Meliha Hanımdan iniltilerle karışık, “Uhhh, ayyy, ahhh!” sesleri de gelmeye başlamış, aralarda, “Biraz yavaş ol!” der olmuştu. Bense kendimi kontrol etmeye çalışıp ara sıra yavaşlayarak sözlerine karşılık veriyordum. Devamlı götümü kaldırıp indirmek, dizlerimi büküp doğrulmak beni de yormuştu, ama aldığım tarifsiz zevkle gidebileceğim yere kadar gitmek niyetindeydim.
Ancak bir ara amından çıktım. Ter içinde kalmıştım. Boşalmama daha çok vardı. Meliha Hanım doğrulur gibi olup, “Ne oldu, niye çıktın?” dediğinde, “Yoruldum!” dedim ama keyifle söylemiştim bunu. Amı içine girip çıkan yarağımla birlikte genişleyip açılmıştı. Etli dudaklarının kenarından kasıklarına beyazla krem rengi arası sümüksü bir sıvı akmış, örümcek ağı gibi havada asılı kalmıştı.
Meliha Hanım, “Dizlerim ağrıdı böyle, çok abanıyorsun!” dedi sitemde bulunur gibi. Küçük depodaki gibi biraz da ayakta yapsak iyi olacaktı. “O zaman şöyle gel!” diyerek yataktan yere indim. Meliha Hanım da uflayıp puflayarak doğruldu, “Ay dizlerim!” dedi terden sırılsıklam ve kızaran yüzüyle. Bu şikayet eder gibi görünen haline karşın aslında onun da en az benim kadar zevk aldığı belliydi.
Çatı katı olduğu için tavan odanın uçlarına doğru aşağı inip daralıyordu. Çatı ile duvarın köşesinin birleştiği yerden tutunup domalmasını istediğimde, sol elini duvara sağ elini de çatıya koyarak domaldı. Hemen arkasına geçtim. Yarağım amının koyu, yapışkan sıvıları ile ıslanmış halde sallanıyordu. Elimle bile tutmama gerek kalmadan yarağım ayrık haldeki amına girdi hemen. İkimizden de derin bir inilti çıktığında amında çalışmaya başladım. Ben de bu sırada hemen başımın birkaç santim üstündeki çatıdan tutunmuştum.
Amına şiddetle pompalamaya başladığımda Meliha Hanımın dudaklarından adeta bir şarkının nağmeleri gibi zevk iniltileri dökülmeye başladı. Yoğun ve tok ‘Şlop şlop şlop!’ sesleri geniş odanın içinde yankılanıyor, Meliha Hanımın şarkısına eşlik ediyordu. Uzun sarı saçları oluşan rüzgarla dalgalanıyor, ara sıra yüzünü kapatıyordu. Sarkan memelerinin oynamaları aldığım zevki birkaç katına çıkartıyordu. Çatıdaki sağ elimi çekip memelerine attım, onları avuçlayıp sıkmaya başladım pompalamaya devam ederken.
Bu sırada bir yerlerden sesler gelmeye başladı. Meliha Hanımdan ya da benden gelen sesler değildi bunlar. Durdum ister istemez. Meliha Hanım bundan pek hoşlanmamıştı, seslerin içinde Hanife’nin çığlıklarına benzer sesler vardı. Sesler aşağıdaki koridordan geliyordu. Meliha Hanımın amından çıktım. Kapıya doğru gittiğimi görünce, “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. “Bu ses ne, bekle biraz!” dedim ve kilitli kapıyı açtım.
Kapıyı açmamla birlikte binanın merdiven boşluğunu dolduran Hanife’nin iniltilerine her biri kulaklarımı çınlatan ‘Şlop şlop şlop!’ sesleri karışmaya başladı. Önce ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bir iki adım atıp aşağı baktığımda gördüklerim karşısında ağzım açık kaldı. Hanife’nin başı ikinci katın alüminyum merdiven korkuluklarından içeri girmişti, elleriyle de sıkı sıkı tutmuştu onları. Adeta İffet filmindeki meşhur sahne gerçek olmuştu. Numan Bey ise arkasına geçmiş halde onu sikiyordu. Hanife’nin iniltileri merdiven boşluğundan bütün binaya yayılıyordu.
14 yıllık evliliğimizde Hanife’nin bu kadar inleyip zevk aldığı nadir olmuştu. İkisi de beni görmüyordu yukarda kaldığım için. Numan Bey Hanife’nin belinden sıkı sıkı tutmuş adeta kaçmasını önlemek için de başını korkuluklara sıkıştırmış gibiydi. Bir makine gibi sikiyordu onu. Hanife’nin siyah uzun saçları aşağı sarkmış sallanıyordu. Göt yanakları Numan Beyin yarak darbeleriyle birlikte löpürdeyip oynuyordu sürekli. Karım büyük zevk alıyordu bir başka erkek tarafından sikildiği için.
Odaya girdim. Meliha Hanım yaptığımdan hoşlanmamış gibiydi. “Niye gittin?” dedi sitemli bir şekilde. “Kocan iyi sikiciymiş!” dediğimde, gülerek, “Öyledir!” dedi. Gördüklerim ilginç şekilde beni kızdırıp sinirlendirmek yerine azdırmışa benziyordu. Amından çıkmış olmama rağmen yarağımın sertliği aynı şekildeydi.
Meliha Hanım doğrulmuştu, “Böyle de belim ağrıdı!” dediğinde, “Gel o zaman!” dedim ve yatağa sırtüstü uzandım. Kalkık yarağımı tutup, “Üstüme çık!” dedim. Meliha Hanım çevik bir hareketle yatağın üstüne çıktı. Kalçalarımın yanına koydu ayaklarını, işer gibi çömeldi, sağ eliyle yarağımı kavrayıp amına soktu bir çırpıda ve hemen ardından da derin bir inilti eşliğinde oturdu. Yarağım amındaydı kısa aranın ardından. Ellerini göğsüme koyarak eğildi, benim bir şey yapmama gerek kalmadan dizlerini yatağa koyup götünü kaldırıp indirmeye ve yarağımı amına sokup çıkarmaya başladı. Sallanan iri memelerini avuçlayıp sıkıyor, göt yanaklarına minik şaplaklar atıyordum.
Merdiven boşluğundaki sesler kesilmişti bu arada. Numan Bey boşalmıştı belki de. Hızlı ama yoğun bir sikiş olmuştu onlarınki. Oysa bizimki halen devam ediyordu. Hareketleri bir süre sonra yavaşlamaya başladı Meliha Hanımın. O zaman belinden tutarak kendime çektim onu. Ellerini yatağın başına attı, memeleri ağzıma giriyorken alttan pompalamaya başladım var gücümle. Öncekinden daha yoğun ‘Şlop şlop şlop!’ sesleri odada yankılanmaya başlamıştı şimdi.
Meliha Hanım, “Ihhh, ayyyy, uhhh!” sesleri eşliğinde ince, tiz sesler ve minik çığlıklar atıyordu. Sanki Hanife’nin merdiven boşluğundan kulağımıza gelen seslerini geçmeye çalışıyordu. Amı boydan boya alıyordu yarağımı. Büyük beyaz göt yanaklarını sıkıp yoğuruyor, ağzımdaki memelerini emip ısırıyordum. O ise yatak başlığından sıkı sıkı tutunup kendine çekiyordu. Öyle olunca yataktan gelen sesler de çoğalıyordu.
Pompalamalarım devam ederken benden yavaşlamamı istedi. Şiddetli sikişmemizin sonucunda kasıkları ağrımıştı. “Tamam, kalk o zaman!” dediğimde sağ bacağını kaldırıp sırtüstü uzandı ve yastığı başının altına koydu. Bacaklarını ayırıp kollarını açtı iki yana. Klasik pozisyona gelmişti. Bacaklarının arasında yerimi aldım hemen. Kalkık yarağımı tükürüğümle ıslattım biraz, amının büyük dudaklarına sürttüm. Yarağımı amına bastırırken üzerine uzandım.
Meliha Hanım boynumu ve yanaklarımı, dudaklarımı öpüp dururken yavaş yavaş çalışmaya başladım amında. Elleri sırtımda, belimde, götümün yanaklarında geziniyordu. Götümü yalayamamıştı ama onu okşamaktan geri kalmıyordu. Bacaklarını havaya kaldırdı, ardından da belime sıkıca doladı, beni elleri ve ayaklarıyla sıkıştırmış vaziyetteydi. Eski yataktan gıcırtılar uzun uzun geliyordu şimdi. Az önceki gibi abanmama, hızlı hızlı sikmeme gerek yoktu. Yavaş yavaş yapıyordum. Yarağımı ağır ağır sokup çıkarıyordum. Amının tadını yarağımın her noktasında almaya çalışıyordum.
Karımınkilerden daha büyük memeleri göğsümün altında yassılaşmıştı, sağa sola oynuyorlardı durmadan. Memelerinin bu oynaması azgınlığımı kamçılıyordu. Biraz doğruldum ve her iki memesini emmeye başladım. Benden meme uçlarını yalamamı istediğinde büyük bir istekle yerine getirdim bunu. Boynunu, dudaklarını emiyor öpüyordum durmadan. Meliha Hanımın aldığı zevk yüzünün ağlayacakmış gibi bir hale gelmesinden belliydi. Kadın acı çeker gibi inliyordu, ama bunların zevk iniltisi olduğunu biliyordum.
Ama bu keyif dolu anlar birdenbire boşalmaya başlamamla son buldu. Kendimi kontrol etmeye çalıştım ama yapamadım. Daha uzun süre kendimi kontrol edebileceğimi sanmıştım ama olmamıştı. Yoğun ve hızlı sikiş temposu Numan Bey gibi beni de beklediğimden erken boşaltmıştı. Yine de Meliha Hanımın da zevk aldığını bilmek, görmek bir nebze olsun rahatlattı beni.
“Geldin mi?” dedi saçlarımı okşarken. Başımı salladım ‘Evet’ anlamında. Ardından, “Kusura bakma tutamadım kendimi, içine boşaldım!” dediğimde, “Olsun, çok zevk aldım. Harika sikiyorsun. Numan çok hoşlanacak bundan. Dert etmene de gerek yok, bende spiral takılı, istediğin kadar boşalabilirsin!” dedi. Arabada çocuk yapmak istemediğini söylemişti, belki de o yüzden spiral taktırmıştı. Yorum yapmak istemedim bu nedenle.
Amından çıkıp yanına uzandım. Sallanan yarağıma baktım. 31 çektiğim için döl niyetine pek bir şey kalmamıştı, ama Meliha Hanımın amının Maşallahı vardı. Am sıvısı epey fazlaydı, kasıkları ve yatağın üstü epey ıslanmıştı. Başımı memelerinin üstüne koyarken o da saçlarımı okşadı kısa bir süre. Ardından da, “Ben kalkayım!” dedi. “Gene yapalım, acelen ne?” dediğimde, “Şimdilik yeter, acele etme. Nasılsa zevk dolu zamanlar bizi bekliyor. Sabırlı olursan daha büyük hazinelere kavuşacaksın!” dedi gülerek. Giyineceğini sandım ama çıkardığı giysilerini kolunun altına alıp kapıyı açarak çıplak bir halde aşağı indi.
Kapıyı açık bırakmıştı, kendi yatak odalarının kapısının açılıp kapanma sesini duydum. Hanife geldi aklıma bu ses üzerine, boşalmanın etkisiyle unutmuştum onu. Ben çok zevk almıştım, acaba o da zevk almış mıydı Numan Bey onu öyle sikerken? İnlemeleri onu gösteriyordu, ama belki yalandan da inlemiş olabilirdi.
Çalıştığımız yerlerde kendisini elletir, adamların götünü pandiklemesine izin verirdi. Bunu da kovulmamak için yapardı, ama bundan üstü örtülü bir zevk aldığını bilirdim. Başından geçenleri bazen bana anlatırdı. “Herif elleye elleye memelerimi morarttı!” ya da, “Adam öyle bir pandik attı ki parmağı götüme girdi resmen!” der ve gülerdi. Hanife’nin böyle ucuz orospulukları vardı.
Giyinmeden odadan çıktım, ses seda yoktu. Banyoya geçip duşun altına girdim. Yarağımı ve kasıklarımı sabunlayıp yıkadım, birkaç dakika kaldım duşun altında. Kurulanıp odaya döndüm, giyindim. Sessizce indim merdivenlerden. Yatak odasının kapısı kapalıydı halen. Kulağımı dayadım ama hiç ses yoktu.
Aşağı indim, Hanife mutfaktaydı, ayakta durmuş maden suyu içiyordu. Rahat görünüyordu Hanife. Bir şey demeden bir sandalye çekip oturdum. “Maden suyu içer misin?” diye sordu. “Ver bir tane!” dedim. Dolaptan alıp kapağını açtı, önüme koyup yanımdaki sandalyeye oturdu. “Ne yaptın?” diye sordu, sanki (Kadını nasıl siktin, anlatsana!) der gibi sormuştu.
“Ne olsun işte, siktim gönderdim!” dedim. Elinin üstünü kaşıdı bir süre, sonra da, “Kadına aklın gönlün kaymasın sakın, oyarım Alimallah, ona göre!” dedi öfkelenmiş gibi. Ardından da, “Benim ne yaptığımı sormayacak mısın?” diye sordu. “Sormama gerek yok, inlemelerin evi konser salonuna çevirmişti!” dediğimde ahlaksız bir gülümseme yayıldı yüzüne. “Herif kafanı sokmuştu demirlere!” dediğimdeyse, “Sen nerden gördün be?” dedi, şaşırmıştı. Sonra da benim bir şey dememi beklemeden elini şalvarının lastiğine atıp para çıkardı. 500 liraydı.
“Bu ne?” dediğimde, “Bana şey dedi, koridorda yapalım, kafanı deliğe sok, öyle sikmek istiyorum. Kabul edersen 500 lira veririm deyince ben de kabul ettim!” dedi. Yine aynı ahlaksız gülümseme vardı yüzünde. “Sen de 500 lira için kabul ettin yani?” deyince, “İyi etmemiş miyim, havadan para. Ha yatakta sikmiş ha öyle sikmiş. Adam fantezilerden hoşlanıyormuş, başka şeyler isterse onları da yaparım, alırım paramı!” dedi başını göğsüme koyup gülerken. Hanife’nin para için yapmayacağı şey yoktu.
“Ben sofrayı hazırlayayım!” diyerek kalkarken ben de dışarı çıktım. Gene havuzun başına gittim, bir sigara yaktım. Derin nefesler çeke çeke içtiğim sigarayı attım havuza. Sıcak bir gündü, ama Karadeniz’in değişken havası kendisini göstermeye başlamıştı. Akşamla birlikte hava soğumuş, serin bir rüzgar esmeye ve ufaktan yağmur çiselemeye başlamıştı. Gökyüzü kara bulutlarla kaplanmıştı. Bahçe malzemelerini toplayıp küçük depoya koydum, kapısını kapattım.
Eve geçtiğimde Hanife büyükçe bir tepsiye yemeklerle dolu tabaklar koymuştu. “Bu ne?” diye sordum. “Yemeği odalarında yemek istiyorlarmış!” dedi. Ardından da koca tepsiyi ellerini yanlara açarak kavrayıp oflaya puflaya götürdü yukarı. Daha önce de odalarında yemek yedikleri olmuştu. Ama böyle bir günün akşamında olması garibime gitti.
Biraz sonra Hanife döndü. Bir şey demeden sofrayı hazırlamaya girişti. Yemeğimizi fazla konuşmadan yedik, ancak ikimiz de çok iştahlıydık. Sikişmek ikimizi de acıktırmıştı. Yemekten sonra Hanife boş tepsiyi alıp getirdi. “Aşağı inmeyeceklermiş bu akşam. İstediğin kanalı aç, ben de geliyorum şu işleri halledip!” dedi.
Kocaman bir LED televizyon vardı şöminenin karşısındaki duvarda. Ben televizyonun karşısına geçerken o mutfağı topladı, bulaşıkları makineye koydu. Sonra da yanıma gelip oturdu. Göğsüme yaslanıp, “Niye sormuyorsun?” dedi. “Neyi sorayım, adamın seni nasıl siktiğini mi?” dedim. Başını kaldırıp, “Tahsin, benim erkeğim sensin. Tarlalarda, bahçelerde götümü avuçlayıp oramı buramı ellediklerinde de sendin, şimdi gene sensin!” dedi. Sanki beni avutmaya çalışıyordu bu sözlerle. Gözlerini bana dikmiş, muzip bir gülümseme eşliğinde bakıyordu.
Numan Beyle ne yaptığını sormamı istiyordu. Ben sormazsam kendisi anlatmaya başlayacaktı. Ama bunu da beni kıskandırmaya çalışır bir şekilde yapacağını biliyordum. İnatçılığı tutmuştu çünkü.
Sonunda, “Anlat bakalım, ne yaptınız?” diye sordum…
[Tahsin]