Şirkete Müdür Olmamla Değişen Seks Hayatım 13
Bar’a girdim ve etrafa bakmaya başladım. İbrahim beni görünce elini kaldırarak yanına çağırdı. Gidip masasına oturdum. Barmen geldi. “Bira.” dedim. İbrahim ile havadan sudan muhabbet ediyorduk ki, “Sen nerelerdeydin ya? Sinem de yok ortalıkta?” dedi. “Ben çıktım biraz yürüdüm, Sinem’i bilmiyorum!” dedim. Sinem bu arada Bar’a girdi. Çok kişi yoktu etrafta, rahattık. Sinem yanımıza geldi, üstünü değişmişti, altında beyaz bir tayt, üzerinde ise aynı renk tişört vardı. İbrahimin yanına otururken, “Ahh!” dedi. İbrahim, “Ne oldu?” dediğinde, Sinem, “Bilmiyorum ya, havuzda yüzerken oldu herhalde. Bacağım ağrıyor sürekli!” dedi. Tabii ki ben neler olduğunu biliyordum.
Barmen geldi ve Sinem’e ne içeceğini sordu. Sinem barmeni görür görmez içine düştü neredeyse. Biraz ayak üstü muhabbet ettiler ve “Ben de bira alayım!” dedi. İbrahim rahatsız olmuştu ve bana fark ettirmeden bacağıyla Sinem’i dürttü, ama ben görmüştüm. Saat 21:00’e kadar muhabbet edip, bira içtikten sonra kalktık. Yorgunduk ve bugün hemen yatma kararı verdik. Odama gidip üstümü değiştirip, nasıl yattığımı hatırlamıyorum.
Sabah saat 07:30 gibi yine kapı çalmasıyla uyandım. Sinem gelmişti, kapıyı açtığımda hemen içeriye daldı. Altında beyaz tayt, üzerine ise beyaz bir eşofman üstü ve içine tişört giymişti. Bana, “Gel yürüyüş yapalım!” dedi. Ben de, “Kızım sabah sabah, manyak mısın sen?” dediğimde, “Hadi gel, seninle konuşmam gereken bir şey var!” dedi. Mecburen bavuldan bir eşofman ve tişört çıkarttım ve hızlıca giyinip çıktık.
Otelden çıkıp, parkura geldiğimizde, Sinem’e, “İbrahim seni göremezse meraklanır ve şüphelenir. Dün sordu zaten, neredeydiniz, ikiniz de bir anda kayboldunuz diye!” dedim. “Merak etme, dün odaya çekildiğimizde ona bir şişe şarap içirdim. Kütük gibi uyuyor, öğleden önce kalkamaz o!” dedi. Yürürken, “Ee, ne konuşacaksın benimle?” dedim. “Ya barmen çok yakışıklı, onu düşürsem de senin odanda grup yapsak?” dedi. “Olur, ama nasıl düşüreceksin? Dün çocuğa yavşadın o kadar, pas vermedi!” dedim. Sinem ise, “Sen onu bana bırak!” dedi. Gerçekten çocuk yakışıklıydı, ismini Sinem’le konuşurken öğrendim, Emre idi. 21-22 yaşlarında, 1.85 boylarında, beyaz tenli, mavi gözlü, kalıplı bir çocuktu.
Sinem’le biraz daha yürüdükten sonra sordum, “Bugün gidecek miyiz Melih’in yanına?” diye. “Gideceğiz tabii ki!” dedi ve güldü. Ben de, “Ee kocan ne olacak? Yine mi şarap içireceksin?” diye sordum. Sinem yine güldü, “Yok bu sefer uyku hapıyla halledeceğim! Evden çıkmadan, ne olur ne olmaz diye uyku hapı almıştım yanıma!” dedi. Sinem’le yürürken esas söylemek istediğim şeyi söyleyecektim ve “Sinem sana bir şey söyleyeceğim, ama kızmandan korkuyorum…” dedim. “Söyle, ben niye kızayım sana?” dedi. “Ya senin kız kardeşin varya, Rabia…” dedim. “Evet, noldu?” dedi. “Ya ben onu çok beğendim. Çağırsak ya buraya?” dediğimde, Sinem bir kahkaha patlattı. Ardından, “Aslında çok iyi olur ha! Ben biraz İbrahimle ilgilenirim. Siz de Rabia ile arkadaşlık edersiniz!” dedi. Ben sevindim tabi bu habere.
Yürüyüşten döndükten sonra odalarımıza dağıldık. Duşlarımızı aldıktan sonra, beraberce kahvaltıya indik. Kahvaltı bitiminde Sinem Rabia’yı aradı ve buraya davet etti. Rabia da kabul etti. O gün saat 14:00’e kadar ikimiz de odalarımızda takıldık. Sonra ben Sinem’in odasına gittim. Kapıyı açtığında İbrahim kalkmıştı. Sinem beni içeriye davet etti. Beraber oturduk ve Sinem bira açtı hepimize. Biraları hazırlarken İbrahim’e vereceği biraya 2 tane uyku hapı attı ve öyle verdi. İbrahim yeni kalkmasına rağmen birayı içtikten sonra 14:30 gibi uykuya daldı. Biz de biralarımızı bitirdik…
Sinem dolabı açtı. Kırmızı dantelli südyen ve külot takımı çıkarttıktan sonra üstündekileri bir çırpıda çıkartıp, onları giydi. Ardından yine bir mini kot giyip üzerine de yeşil beyaz bir tişört giydi. Beraberce çıktık ve patika yoldan kuleye doğru yürüdük. Melih bizi görünce kapıyı açtı, “Hoş geldiniz!” dedi ve bizi içeriye aldı. Bu sefer direkt aşağıya indik. Merdivenlerden inerken Melih, “Size bir sürprizim var!” dediğinde meraklandık ikimiz de. Kapıyı açtığı an şok olduk. Yatağın üzerinde oturmuş 4 kişi daha vardı. Hepsiyle sırayla tanıştık. Birinin ismi Semih’ti, 28 yaşında, 1,75 boylarında, sarı saçlı, yakışıklı bir çocuktu. Aydın ise 32 yaşında, 1.85 boylarında, esmer bir adamdı. Mehmet ise buranın şefiydi, o da 36 yaşındaydı, 1.80 boylarında, esmer bir adamdı. Yakup ise 1.70 boylarında, 29 yaşında bir adamdı.
Bugün 6 kişiydik, Sinem oldukça yorulacaktı. Kısa bir sohbet faslından sonra, Semih Sinem’i kolundan tutup çekti kendisine ve kalçalarını yarrağına dayayıp beline sarıldı. Bir yandan boynunu öpüyordu. Yakup ta kalktı ve Sinem’in dudaklarına yapıştı. İkisi Sinem’i aralarına almış elliyorlar ve öpüyorlardı. Sinem bundan rahatsız olmuyor, hatta çok hoşuna gidiyordu. Ara sıra gülümsüyor, hatta kahkahalar atıyordu. Melih bana, “Bugün senin hatun çok yorulacak!” dedi ve pis pis sırıttıktan sonra soyunmaya başladı. Sinem’i önlerinde çöktürdüler ve önce pantolon ve boxerlarını, sonra üstlerindeki avcı yeleği ve tişörtlerini çıkarttılar.
Sinem, Aydın’ın sikini ağzına aldı ve Mehmet ile Yakup’un siklerini de eline alarak sıvazlamaya başladı. Aydın’ın sikinde fazla durmadan hemen Mehmet’in sikini ağzına aldı. Mehmet’in siki diğerlerine göre en kalın ve büyük olanıydı. Sinem’in dudakları küçücük kalıyordu yarrak ağzındayken. Sinem 5 dakika kadar Mehmet’in yarrağını yaladıktan sonra Yakup’un önüne geldi. Yakup Sinem’in tişörtünün üzerinden göğsüyle oynuyordu ve bir yandan da sikini yalatıyordu. Acayip tahrik olmuştum ve ayağa kalkarak önce tişörtümü, sonra da şortumu ve boxerımı çıkarttıktan sonra yanlarına gittim.
Ben izlemeyi daha çok seviyordum ve o yüzden bir atak yapmadım. Sinem ortalarında hızlı hızlı dönerek hepsinin siklerini 5’er dakika yaladı. Sonra Yakup Sinem’i tuttu yatağa domalttı, altındaki mini kotu saniyeler içinde çıkarttı. Sinem’in dantelli külotunu da çıkarttıktan sonra kalçalarını tutarak amını yalamaya başladı. Sinem gözlerini kapatmış, kim olduğuna bakmadan önüne gelen yarrağı yalıyordu. Yakup amını yalarken, Mehmet ve Aydın’da ağzına veriyordu sırayla. Melih ile Semih elleri siklerinde sıralarını bekliyorlardı. Yakup bir süre sonra bıraktı yalamayı ve ayağa kalkıp Sinem’in kalçasına sert bir tokat attı. Sinem, “Ahhhh!” diye bağırdı. Çok acıdığından emindim.
Yakup kalktı ayağa ve sikini amına sokmasıyla beraber köklemesi bir oldu. Sinem ağzındaki sike rağmen sağlam bir çığlık attı, ama Mehmet hemen sikini boğazına kadar sokarak susturdu Sinem’i. Hem sert, hem de güzel bir sikiş yaşatıyorlardı Sinem’e. Yakup ta bitmez tükenmez bir istek vardı, çok sert pompalıyordu Sinem’e ve “Bu orospu hepimizi doyurur!” diyordu. Sinem dışarıdan bakılan gözle gerçekten orospu gibi duruyordu. Güzel bir vücudu vardı ve başında 5 tane erkek onu sikmek için bekliyordu. Yakup 5 dakika kadar siktikten sonra Sinem’in amından çıktı ve “Geçin beyler!” dedi.
Semih hemen arkasına geçti Sinem’in. Sikini tükürükledikten sonra amına sokmaya başladı ve birkaç kez girip çıktıktan sonra, “Abi nasıl genişlettin bu amı böyle?” dedi. Gülüştüler kendi aralarında. Sinem ise hiç bir şey demeden önüne gelen siki yalıyordu. Mehmet, “Beyler çok kişiyiz, tost yapalım, yoksa bitmez böyle!” dedi. Diğerleri de onaylayınca, Semih, Sinem’in amından çıktı. Aydın hemen yatağa sırt üstü yattı ve Sinem’i kucağına getirdiler. Aydın amına soktu Sinem’in ve Sinem yine bir çığlık attıktan sonra Semih’in sikini ağzına aldı.
Mehmet ise arkaya geçti ve Sinem’in götüne dayayıp bastırdı. Hiç yalamamıştı göt deliğini, sadece Sinem biraz yarrağını yalamıştı onun ıslaklığı vardı sikinde, onun dışında kuru kuru giriyordu. Sinem bağırmak istiyor gibiydi, ama sesi çıkmıyordu ağzındaki sikten dolayı. Mehmet zorlana zorlana götüne girdi ve bir süre bekledikten sonra hızlı hızlı sikmeye başladı. Bu arada Yakup, Semih ve Melih sırayla yer değiştirerek Sinem’in ağzına veriyorlardı. Mehmet, Sinem’in daracık deliğine dayanamadı ve hırıltılar çıkartmaya başladı. En sonunda içinden çıkarak kalçalarının üzerine boşaldı. Sinem’in kızarmış kalçalarının üzerinde bembeyaz dölleri belli oluyordu. Mehmet yatağın kenarına geçti ve oturup dinlenmeye başladı. Boşalan yere Semih geçti ve sikini zorlanmadan Sinem’in götüne soktu. Aydın, Sinem’i kaldırdı ve içinden çıktıktan sonra yerine Melih girdi. Bu sefer Melih amdan, Semih götten Sinem’i sikiyorlardı. Melih ara sıra doğrulup Sinem’in göğüslerine öpücükler konduruyor, göğüs uçlarını ısırıyordu. Aydın, Sinem’in ağzındaki yarrağını biraz daha okşamaya başladı ve en sonunda Sinem’in ağzına boşaldı. Sinem dölleri ziyan etmeden yuttu ve Aydın da çekildi kenara. Melih, Semih ve Yakup kalmışlardı kızın başında. Yakup, “Hadi kalk lan, biraz da ben sikeyim!” dedi.
Melih sert sert birkaç hamleden sonra Sinem’i yan çevirdi ve içinden çıktı. Semih yatağa yan yattı ve Sinem’i de arkası kendisine dönük olarak yan şekilde yatırdı. Bacağını bir eliyle tutarak ayırdıktan sonra götüne yarrağını soktu ve bastırmaya başladı. Yakup ta yan yattı ve Sinem ile yüz yüze gelecek şekilde yaklaşıp amına soktu Sinem’in ve sikerken bir yandan da göğüslerini yalamaya başladı. Sinem’in aldığı zevkten gözünü açacak hali yoktu. Sinem bile beklemiyordu bu kadar erkek olacağını. Semih bir süre sonra, “Geliyorum orospu!” diyerek kalçasına tokat attı ve içinden çıkıp sağ kalçasının üzerine boşaldıktan sonra kalktı.
Semih çıkınca, Yakup hemen Sinem’i kucakladı ve sırt üstü yatıp kucağına oturttu. Ata biner gibi hoplatıyordu Sinem’i. Ben o sırada göt deliğini gördüm, kocaman olmuştu. Kaç tane yarrak girmişti bugün oraya ve daha da gireceğe benziyordu. Melih te Sinem’in ağzına boşaldı. Bu arada Mehmet tekrardan geldi ve Sinem’in arkasına geçip götüne girmeye başladı. Aydın da yatağa çıktı ve Sinem’in ağzına verdi. Sinem yorgunluktan zorla yalıyordu, ama yine de bırakmak istemiyordu. Yakup bir süre sonra, “Ahhhh, hımhhh!” dedikten sonra hızlıca kökleyip Sinem’in amına boşaldı. Bir süre altında kaldıktan sonra çıktı. Yakup yanıma geldi ve bir sigara yaktı, ama bu arada Telsizine uyarı geldi. Yakup, “Hay böyle şansın içine!” dedikten sonra giyindi ve çıkıp gitti.
Aydın da hemen boşalan yere geçti. Mehmet, Aydın’a, “Aynı anda şu orospunun yüzüne boşalalım!” dedi. Aydın da, “Tamam!” dedi. Sinem’i bırakmadan 15 dakika kadar siktiler ve en sonunda Mehmet, “Boşalacağım ben!” dedi ve Sinem’in içinden çıktı. Sinem’i saçından hafif ama biraz sertçe çekip diz üstü yere çöktürdüler ve siklerini eline verdiler. Sinem hızlı hızlı okşamaya başladı ve ikisi de Sinem’in yüzüne boşaldılar. Sonra yanıma gelip kıyafetlerini alıp, giyindiler ve gittiler. Sinem yerinden zorla kalktı, bacakları ve kalçası kıpkırmızı olmuştu. Yüzünde, göğüslerinde, amında, kalçalarında, yani vücudunun her yerinde döller vardı. Yatağa yüz üstü attı kendini.
Semih hemen kalktı ve bacaklarını araladıktan sonra amına girmeye başladı. Sinem hafif hafif inliyordu. Melih bana, “Bizim 16 yaşında bir oğlan var, yazları bana yardıma geliyor. Onu da çağırsak, milli olsa çocuk?” dedi. Ben de, “Tamam!” dediğimde, Melih hemen telefonunu çıkarttı ve bir numarayı çevirdikten sonra “Heh, Yavuz. Hemen bizim A1 kulesinin alt katına gel!” dedi ve kapattı telefonu. Semih ise yavaş yavaş sikerken Sinem’in amına boşalıp çıktı ve yatağa, Sinem’in başucuna oturup bir sigara yaktı. Sinem’in saçlarını okşayarak sigarasını içerken kapı çalındı.
Melih, “Geldi her halde bizim oğlan!” dedi ve kapının sürgüsünü açtı. İçeriye, 1.80 boylarında, esmer, yakışıklı, çok kalıplı olmayan, ama inceden bir fit vücutlu çocuk girdi. Sinem’i yatakta görünce, “Off be!” dedi. Biz gülümsedik ve Melih, “Hadi bakalım, sen de milli ol!” dedi. Yavuz hemen soyunmaya başladı. Sinem bu arada kafasını kaldırıp çocuğa bakarak gülümsedi. Yavuz’un ince bir siki vardı, ama yaşına göre fena değildi. Sinem yataktan kalktı ve çocuğun önünde çöküp, sikini ağzına alarak yalamaya başladı.
Yavuz ise hırlıyordu resmen, daha önce tatmadığı zevklerden birini tadıyordu. Sinem 10 dakika kadar sikini yaladıktan sonra, çocuk Sinem’in ağzından sikini çekti. Boşalacaktı galiba. Sinem gülümsedi ve iki eliyle göğüslerini kaldırarak Yavuza bakmaya başladı. Yavuz sikini sıvazladıktan sonra Sinem’in göğüslerine boşaldı. Gerçekten çok fazla döl gelmişti yarrağından. Ben böyle bir boşalma görmedim. Çocuğun siki halen demir gibiydi. Sinem’i kolundan tuttu ve yatakta diz üstüne getirerek domalttı Sinem’i ve arkasına geçip amına soktu yarrağını. Sinem’in amına boşaldıklarından geniş ve vıcık vıcık olacağını düşündüm ve çocuk pek zevk alamayacaktı. Sinem hafiften inliyordu, çocuk ise hızlanarak daha da inlemesini ister gibiydi. Sinem’de onun istediğini yaparak inlemesini çoğalttı. Yavuz 10 dakika kadar amını siktikten sonra amının içine boşaldı ve içinden çıkıp yerdeki kıyafetlerini teker teker giydikten sonra, “Görüşmek üzere!” dedi ve çıktı gitti.
Sinem’in her yeri döllerden bembeyaz olmuştu. Amından döller akıyordu. Melih, “Sinem güzel bir duşu hak etti!” dedi ve bir kapıyı açtı, burada duş alıyorlardı. Sinem’i kaldırdı ve duşa götürüp kendi elleriyle yıkadıktan sonra tekrardan getirdi ve yatağa yatırdı. Sinem herhalde 6-7 kez orgazm olmuştu. Saat’e baktığımda 17:20 falandı, Sinem biraz dinlendikten sonra 17:30 gibi giyinip çıktık. Onlar sikişirken ben sadece 31 çeke çeke 3 posta atmıştım o görüntülere. Sinem zor yürüyor, ara sıra bana tutunuyordu. Hiç bir şey konuşmadık otele kadar. Direkt odalarımıza çıktık. Ben yatağa attım kendimi…
Sinem de kocasına bakıp benim odama gelecekti. 5 dakika sonra geldi, kıyafetlerini değişmemişti. Kendini yatağıma attı ve “Ben hayatımda bu kadar zevkli bir sikiş yaşamadım!” dedi, ama götü biraz acıyormuş. “Olacak o kadar, kaç tane yarrak yedin!” dediğimde güldü. Saat 19:00 gibi Sinem’le yemek salonuna gittik ve güzel bir akşam yemeği yedik. Sinem, yemeğe inmeden önce odamda kalçalarına sıcak suyla masaj yaptığından daha rahat oturuyordu sandalyeye. Yemekten sonra, Sinem çok yorgun olduğu için, direkt odalarımıza ayrıldık ve uyuduk.